Az Yeyip Kilo Alıyorum
Bazı insanlar ne kadar yeseler de kilo almadan hayatlarını sürdürmektedir. Bazı insanlar ise “Su bile yarıyor, az yeyip kilo alıyorum!” demektedir. Bu insanlar, asıl problemin farkında olmadıklarından dolayı kilo verme konusunda sorun yaşamaktadır. Bilinmelidir ki kilo vermenin tek yöntemi diyet yapmak değildir. Bu durum, kanayan dizinize tampon yapmadan kanın kendi kendine durmasını beklemek gibidir. Yani kilo verirken birçok faktörü gözden kaçırmış oluyorsunuz. Bunların başında ise; yeme bozuklukları, genetik durumlar, psikolojik sorunlar ve bilinçsiz alışkanlıklar yatmaktadır.
Fazla kiloları olan insanlar, bu durumun ayıp olduğunu ve toplumdan dışlandıklarını düşünür. Hatta bu durumda birçok insan evden dışarı adımını dahi atmak istemez ve içe kapanık bir hayat yaşamaya başlarlar. Bu durumu TLC’de yayınlanan “Ağır Yaşamlar” adlı belgesel dizisinde görüyoruz. Fazla kiloları olduğu için; sosyal yaşamdan uzak, içine kapanık, hareket etmeyen insalar, psikolojilerini tahrip etmekten başka bir şey yapmıyor. Bu durumda da aç gezerek, yemek yemeden sözde “diyet” adı altındaki kulaktan dolma programları uyguluyorlar. Ancak “yeni yılın mucize diyeti” ya da “herkesi zayıflatan şok diyet” diye bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Evet, kilo vermede diyetin faydasını göz ardı edemeyiz fakat bazı faktörler kilo verme konusunda diyetten çok daha önemlidir.
Bu faktörlerin başında psikolojik durum yer alır. Fazla kiloları olan ve obez insanlar, psikolojik açıdan kendilerini suçlamaktadır. Özellikle de geçmişte yaşanan travmatik durumlar kişileri yeme bozukluğu üyesi yapmaktadır. Bu durumların başında; taciz, ölüm, sosyal zorbalık, asosyallik gibi kavramlar yer almaktadır. Bu nedenle içine kapanan insanlar yemek konusunda daha eğilimli olurlar ve bilinçsiz alışkanlıklar kazanırlar. Bu alışkanlıkların başında ise; eve kapanma, stres durumlarında yemekle kendini ödüllendirme, gereksiz kaçamaklarla ödüllendirme ve bilinçsiz besin tüketme alışkanlıkları yer alır.
Az Yeyip Kilo Alınıyorsa Çözüm Nedir?
Çözüm, tek başına diyet değildir. İlk olarak psikolojik açıdan kişiler kendini güçlendirmelidir. “Psikolojik sağlamlık” adını verdiğimiz kavram bu durumda ortaya çıkar. Kişiler, fazla kiloları yüzünden depresyona girebilir ve aşırı alınganlık gösterirler. İlk olarak psikolojimizi düzeltmemiz gerekir. Çünkü kilo almanın en büyük faktörlerinden birisi de stres ve hormonal bozukluklardır. Stresi ve hormonal bozukluklar, psikoloji destek alarak ve daha fazla sosyalleşerek gerçekleştirilir. Bu durumda kişiler hormonal dengelerini yeniden kazanmalıdır. Yaşanılan her türlü sorunda bilinçsiz yeme alışkanlığı olan kişiler yardım olarak daha fazla yemeğe sığınırlar. Bu durumdan kesinlikle kaçınılmalıdır.
Yeme bozuklukları ise tedavi edilebilir bir sorundur. Yalnızca diyete bağlı kalmadan destek almak gerekir. Bu durumun yanında kendilerini eve kapatan insanlar spor ve hareketli yaşamı bir kenara bırakırlar. Bu nedenle diyette birkaç yüz gram verdiklerinde kendilerini ödüllendirmek isterken birkaç kilo daha alabilirler.
Aşırı kilo alan insanların sorunları aynı zamanda metaboliktir. Bu gibi insanların metabolizmaları daha yavaş çalışır ve bu nedenle de kalori harcama konusunda tembeldir. Metabolizma hızlandırma yollarına başvurarak kalori yakımını hızlandırmak da en temel kurallardan birisidir. Çünkü sorun yemek yemeden de ziyade, yediklerini yakabilmektedir. Bunun için spor başta olmak üzere bol su tüketimi ve sağlıklı beslenme düzenine dikkat edilmesi şarttır.