Diyette Sık Yapılan Hatalar
Komşumuzun/akrabamızın veya sosyal medyada paylaşılan genel geçer diyet programları asla yapılmamalı. Kişiye özel olmayan bu programlar diyabete …
Komşumuzun/akrabamızın veya sosyal medyada paylaşılan genel geçer diyet programları asla yapılmamalı. Kişiye özel olmayan bu programlar diyabete eğilimi artırabilir, tansiyon, kalp-damar hastalıkları, böbrek, karaciğer, bağırsak rahatsızlıkları gibi birçok hastalığa temel oluşturabilir.
Küçük ve gerçekçi hedeflere ulaşmak esas amaca ulaşmadaki en büyük adımdır. Motivasyon ve özgüven sağlar, diyet sürecine bağlılığı ve inancı artırır. Diyetin kişiye özel olduğunun farkında olup başkalarının uyguladığı programları uygulamamalı ve diyet süreci ile kilo kaybını asla başkasınınkiyle karşılaştırmamalıyız. Sağlık açısından büyük risk oluşturan tek tip beslenme ile aşırı kalori kısıtlamasına dayalı şok diyetleri uygulamaktan kaçınmalıyız.
Tek bir besinden harikalar oluşturmasını beklememeli besin çeşitliliği ile egzersiz, yeterli su tüketimi ve uyku düzenimize özen göstermeliyiz. Ayrıca kilo kaybının bu sürecin her anında aynı oranda olmayacağını kabul edip motivasyon kaybı yaşamamalı ve sabırlı olmalıyız.
Tansiyon, diyabet ve kalp hastalıklarına yol açabilir
Diyet planlamasında esas kural kişinin yaşına, cinsiyetine, fiziksel aktivite durumuna, hastalık öyküsüne, beslenme ve yaşam alışkanlıklarına uygun planlama yapılmasıdır. Yani diyet bireye özeldir, kişiye uygun olarak planlanan programlar bir başkası için uygun olamaz ve hatta sağlığına zarar verebilir. Genel sağlıklı beslenme kuralları vardır bu doğru ancak özellikle de bir kilo verme sürecine girmek için komşumuzun/akrabamızın veya sosyal medyada paylaşılan genel geçer diyet programları asla yapılmamalıdır. Kişiye özel olmayan bu programlar, kalori hesabı yapılmadan planlandığı için kilo verdirmek yerine kilo aldırabilir. Daha da önemlisi kan şekerinde dengesizliklere yol açarak diyabete eğilimi artırabilir, tansiyon, kalp-damar hastalıkları, böbrek, karaciğer, bağırsak rahatsızlıkları gibi birçok hastalığa temel oluşturabilir.
Son 5 kilo için motivasyonunuzu bozmayın
Bu kilolara dirençli kilolarda diyebiliriz ve her bireyin direnç gösteren vücut ağırlığı olabilir. Öncelikle yapılması gereken asla motivasyon kaybetmemek ve kendimizi strese sokmamak. Vücut zaten bu süreçte ciddi bir kilo kaybı yaşamış ve hedefe çok az kalmıştır, bu esnada bir yavaşlama ve direnç göstermesi aslında olağan bir durumdur, kişi bunu kabul etmeli ve sabırlı olmalıdır. Bu durumda vücudumuzu aç bırakmak asla doğru değildir üstelik metabolizmayı daha da yavaşlatıp direnci kuvvetlendirebilir hatta kilo artışına sebep olabilir.
Uygulamamız gereken birkaç kritik nokta vardır; eğer sürekli aynı program ile kilo verdiysek diyet programında ve içeriğindeki öğün saatlerinde değişiklik yapıp metabolizmamızı şaşırtabiliriz. Kilo verdikçe ihtiyacımız olan kalori miktarı düşecektir bu nedenle porsiyonları biraz daha düşürüp kaloriyi azaltmalı ve fiziksel egzersizimizi artırmalıyız. Eğer uzun süredir diyet yapılıyorsa, koruma programı ile birkaç ay kilo korunup sonrasında kalan kilolar için tekrar diyet sürecine girmek de dirençli kiloları kaybetmek için bir seçenektir.
Tek tip beslenmeden kaçının
İster kilo verme ister kilo alma olsun diyet yaparken vücudun ihtiyacı olan gerekli tüm besin öğelerinin sağlanması gerekir. Bunun yerine getirilebilmesindeki en önemli kural ise diyette besin çeşitliliğine yer vermektir. Vücudun ihtiyacı olan tüm besin öğelerinin tek bir besin veya besin grubundan sağlanması mümkün değildir.
Tek tip beslenme demek, vücuda hep aynı besin öğelerinin girmesi ve geri kalan tüm besin öğelerinin eksikliği demektir, gerekli vitamin ve minerallerin vücuda alınamaması diyabet, kalp-damar hastalıkları, tansiyon düşüklüğü/hipertansiyon, konsantrasyon bozukluğu ve metabolizmanın yavaşlaması gibi sorunları beraberinde getirir. Tek tip beslenmede hızlı kilo kaybı meydana geldiği sanılsa da aslında kaybedilen yağ kütlesi değil kas ve su kaybıdır.